14.12.2024 - Bilgi Vitrini & Sanal Ansiklopedi
Bilgi Vitrini

Osmanlı Devrinde 5 Vampir Efsanesi

Osmanlı Devrinde 5 Vampir Efsanesi

İçindekiler

Osmanlı Devrinde 5 Vampir Efsanesi konusunda mit özelliği taşıyan birbirinden ilginç efsaneleri sizler için derledik.

Osmanlı Devrinde 5 Vampir Efsaneleri Nelerdir?

1. İlk Vampir Efsanesinin Doğuşu

Vampirlerle ilgili ilk kayıt, Babil yazıtlarından elde edildi. Öldükten sonra tekrar canlandıklarına inanılan vampirlerin konu olduğu efsaneler Orta Çağ’da daha yaygın hale geldi. Onlar geceleri olduğu gibi gündüzleri de ava çıkıyorlar ve bazı roman- film kurgularının aksine ışıktan da etkilenmiyorlardı.

2. Kazıklı Voyvoda III. Vlad Tepeş

Osmanlı Devrinde 5 Vampir Efsanesi

Kazıklı Voyvoda veya III. Vlad olarak da bilinen Vlad Tepeş aynı zamanda bir çok insanı ve bunun yanında, yeniçeri askerlerini kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle bilinir. İnsanları kazığa oturtarak ya da kafalarını çivilettirerek öldürtürdü. Öldürülen insanların kanlarını bir fıçıya doldurtup şarap niyetine içtiği iddia edilirdi. Vlad’ ın itirafları 23.884 Türk ve Bulgar’ı öldürttüğü yönündeydi. 20.000 Osmanlı savaş esirini kazığa geçirmiştir. Öldürüldükten sonra mezarı boştu ve halen cesedinin bulunmadığı da söylentiler arasındadır. Halbuki tarihe göre Mihaloğlu akıncıları tarafından Aralık 1476’da Vlad Tepeş Bükreş yakınlarındaki Balten’ deyken ansızın yakalanıp boğazlanmıştır. Kesilen başını Fatih Sultan Mehmed’ e göndermişlerdir.

3. Tırnova Hortakları

Osmanlı tarihindeki vampir yeniçeriler efsanesidir. Efsaneye göre, Türk kasabası olan Tırnova’ da
bazı ölü yeniçeriler mezarlarından çıkıp şehri talan ediyor ve insanlara korku veriyorlarmış.
dönemin kadısı Ahmet Şükrü Efendi bu olayı uzunca yazdığı mektubunda dehşet dolu ifadelerle anlatmış ve mektup 6 Ekim 1833 yılında Osmanlı Devleti’ nin resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayi de yayınlanarak resmileştirilmiş.

Bu konuda Tırnova’ da gerçekleştirilen ritüeller ise korkunç, mezardan çıkartılan ölü yeniçeri bedenlerinin göbek bölgesine tahta kazık çakılıyor kalpleri sökülerek kaynar suda haşlanıyormuş. Bunların olması yönündeki rivayet ise yeniçeri teşkilatını kaldırmayı planlayan dönemin padişahı II. Mahmut halk tarafından tepki almamak adına “Yeniçeri ocağı şeytanmış, ölüleri bile rahat durmuyor yok edilmeli” şeklinde bir söylenti ile halka korku vererek eylemini haklı çıkarma yönündeymiş.

4. Osmanlı Cadı Vampirleri

Osmanlı Devrinde 5 Vampir Efsanesi

Bu fantastik efsaneden Evliya Çelebi Seyahatnamesinde bahseder. Aslen hafız olan 1611 yılı doğumlu Evliya Çelebi rivayete göre rüyasında Hz. Muhammed’ i gördüğü için gezgin olduğu söylenir. 4 bin sayfadan fazla, 10 ciltlik eserinde dünyada gezdiği gördüğü yerler ve karşılaştığı tecrübelerden bahsetmiş bir kişidir.

Anlatılan Efsaneye göre Evliya çelebinin yolu Bulgaristan’ da bulunan Çerkez ve Abhazların yaşadığı 300 kişilik bir köye düşer burada Karakancolos Geceleri denilen bir şeyden bahsedildiğine tanık olur Karakancolos kelimesi belki bazılarınıza tanıdık gelebilir. Batı Trakya’nın bazı bölgelerinde sıklıkla çocukları korkutmak için kullanılan, “öcü” manasına gelen bir kelimedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Karakancolos Geceleri‘ nde ortaya çıkan “kan içen” cadılardan bahseder. Bu gecelerde köyde yaşayan insanlara musallat olup kanını içen ve onları hasta eden cadılar olduğuna dair bir söylentidir.

5. “Kanlı Kontes” Elizabeth Báthory

Bir diğer efsanevi kişi ise 1560- 1614 yılları arasında yaşamış Macar asıllı seri katil olarak kabul edilen
“Kanlı Kontes” takma isimli Elizabeth Báthory’ dir.

40 yaşına geldiğinde, yaşlanıp güzelliğini kaybedeceği telaşına düşen “Kanlı Kontes”, bir
gün hizmetkarı olan genç bir kızın saçlarını tararken canını acıtması üzerine ona öyle bir tokat atmıştır ki, genç kızın yüzünden düşen bir damla kan Kontes’in ellerine dökülmüştür. Kontes bu kanla, kızın gençliğini ve güzelliğini alarak gençleştiğini düşünüp uşağına emir vererek kızın bütün kanını bir küvete doldurtup “kan banyosu” yapmıştır.

Sonrasında iyice yoldan çıkan Kontes, 612 bakire kızı kaçırtıp, bu kızlara tepesinden asılı bir kafeste,
işkence çektirmiş; kafesten akan kanlarla ise yıkanmıştır. Şizofreni hastası olan Elizabeth yaptıkları anlaşılınca hücreye kapatılmış, 1614 yılında ise hücresinde ölü olarak bulunmuştur.
Bram Stoker‘ in Dracula isimli vampir romanının yazılmasında III. Vlad Tepeş’ ten sonraki en büyük esin kaynağı olmuştur.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ