İlk Nobel Ödülleri Kime Verildi?
İlk Nobel ödülleri, 10 Aralık 1901’de, 5 dalda verildi.
İlk Nobel Ödülleri Kime Verildi? Nobel Ödülü Alanlar | Hakkında Bilgi
İlk Nobel ödülleri, 10 Aralık 1901’de, 5 dalda verildi. Fizik ödülünü Alman fizikçisi Wilhelm Röntgen-(1845-1923), kimya ödülünü Hollandalı kimyacı J. H. Van’t Hoff (1852-1911), tıp-fizyoloji ödülünü Alman hekimi Emil von Behring (1854-1917), edebiyat ödülünü Fransız şairi Sully Prudhomme (1839- 1907) almışlar, barış ödülü ise İsviçreli J. H. Dunant (1828-1910) ile Fransız F. Passy (1822-1912) arasında paylaşılmıştı. Nobel ödülleri İsveçli kimyacı Alfred Nobel’in (1833-1896) öldüğü yıl açıklanan vasiyetnamesiyle kurulmuştu. Bir patlayıcı madde imalatçısının oğlu olan Nobel, sıvı nitrogliserini patlayıcı madde olarak kullanmak için araştırmalar yaparken 1864’te bir patlama sonucunda laboratuvarı yıkılmış ve olayda kardeşi de ölmüştü. 1867’de sıvı nitrogliserinden daha emniyetli bir katı patlayıcı madde bulmuş ve buna “dinamit barutu” adını vermişti. Bundan sonra patlayıcılarla ilgili çalışmalarını daha da geliştiren Nobel, öldüğünde mirasçılarına büyük bir servet bırakmıştı. Nob0, bulduğu maddelerin askeri amaçlar için değil barışçı amaçlar için, kullanılmasını istiyordu. 1896’da okunan vasiyetnamesinde, bıraktığı servetin getireceği yıllık gelirle kendi adını taşıyacak bir vakıf kurulmasını istemişti.
Nobel Vakfı, beş dalda “insanlığa hizmet edenleri” ödüllendirecekti. Barış ödülü Norveç Parlamentosunca seçilen beş kişilik bir komite tarafından veriliyor, diğer ödüller ise İsveç’teki çeşitli bilim ve sanat akademilerince dağıtılıyordu. 1969 yılında ekonomi dalında ödül verilmeye başlanacaktı. Nobel ödüllerinin genel ilkeleri Alfred Nobel’in vasiyetinde belirlenmişti. 1900’de de vasiyeti uygulayacak kurul, Nobel’in ailesi ve ödül kurumları aralarında anlaşarak Nobel’in ilkelerinin yorumu ve ödülün idari işlemleriyle ilgili ek kurallar koymuşlardı. Bu kurallar genellikle günümüze kadar değişmeden kalacaktı. Ancak edebiyat ödülüyle İlgili olarak vasiyette yer alan “idealist eğilim” koşulu ilk yıllarda sözcüğün dar anlamıyla yorumlandığı yıllarda sözcüğün dar anlamıyla yorumlandığı halde sonradan daha esnek ve genel bir yoruma kavuşturulacaktı. Ödüllerle ilgili idari işlemler ise kısa sürede kesinleşecek ve yerleşecekti. Buna göre, ödüllerin verilmesinden önceki yılın sonbaharında, ödül kurumları, Nobel yönetmeliklerine göre adayları belirlemeye yetkili olan kişilere bir çağrı yapmakta ve onlardan aday adı istemekteydi.
Bu adların, ödüllerin verileceği yılın 1 Şubatına kadar ilgili komitelere bildirilmesi gerekiyordu. I Şubat’ta her ödülle ilgili birer komite adaylar üzerinde çalışmaya başlıyordu. Bu komiteler, gerekli gördükleri durumlarda, uzmanların görüşüne de başvurabiliyordu. Komiteler, aynı yılın ekiminde de ödül kurumlarına ödülü kazanacak adayla ilgili ‘önerilerini bildiriyorlardı. Ödül kurumları ise son kararı 15 Kasıma kadar almak zorundaydı. Burada oylama gizli yapılıyordu. Fizik, kimya, tıp, edebiyat ve ekonomi ödül törenleri Stockholm’da, barış ödülü töreni ise Oslo’da 10 Aralıkta yapılıyordu. Nobel ödülleri tek bir kişiye, ortak bir çalışma için birkaç kişiye verilebildiği gibi, ayrı çalışmalar için en çok iki kişi arasında da bölünebiliyordu. Belli bir yılda verilmeyen ya da geri çevrilen ödüller ise Nobel fonuna geri dönüyordu. İlk ödülleri alanlardan Wilhelm Röntgen, 1895’te X ışınını bulmuş, Van’t Hoff ise moleküler kimyanın gelişmesine önemli katkılar yapmıştı. Behring de 1894’te difteriye karşı bir serum geliştirmişti.
Sully Prudhomme ise, bugünün perspektifinden bakıldığında önemi azalmış olmakla birlikte, XIX. yüzyılın ikinci yarısında Fransa’nın en etkili şiir akımı olan Parnasyenizmin önde gelen temsilcisiydi. Bilim ve edebiyat alanında ödül verilmesi yeni birşey değildi; ama tarihte ilk kez bir “barış ödülü” veriliyordu. Alfred Nobel, uluslar arasında kardeşliğin geliştirilmesi, sürekli orduların ortadan kaldırılması ya da azaltılması, barış kongrelerinin yapılması ve yaygınlaştırılması için en etkin çalışmayı yapan kişileri ödüllendirmekle, o yıllarda Avrupa’da henüz etkisini yitirmemiş olan barışçı havayı yansıtmış oluyordu. 1899’da Rus Çarı Il. Nikola’nın çağrısıyla La Haye’de bütün Avrupa devletleriyle Asya ve Amerika’nın birçok devletinin bir araya geldiği bir konferans yapılmış ve savaşta hava bombardımanlarının, zehirli gazların ve parçalanan mermilerin kullanımını yasaklayan üç bildiri yayımlanmıştı. İlk Nobel barış ödülünü alanlardan Dunant, kamuoyunun ilgisini savaş yaralılarının üzerine çekmek amacıyla yazdığı Solferino’dan Bir Anı adlı kitabıyla tanınıyordu.
Passy ise uluslararası barış ve silahsızlanma alanındaki çalışmalarıyla sivrilmiş bir iktisatorydı; 1870’de Uluslararası Hakemlik Derneğini kurmuş, 18751’e Sermaye-Emek Dayanışması adlı kitabını yayımlamıştı. Ancak bu barışçı çabalara karşın, ilk Nobel ödüllerini izleyen yıllarda gerek uluslararası ilişkiler, gerekse sermaye ile emek arasındaki ilişkiler gerginleşecekti. Bu gerilim ve çatışmalar kaçınılmaz olarak Nobel ödüllerini de etkileyecekti. I. ve Il. Dünya Savaşlarında gerekli bilgilerin toplanması mümkün olmadığı için bir çok dalda ödül verilmemişti. Değişik rejimler arasındaki karşıtlıklar da kimi zaman verilen ödülleri tartışma konusu yapacaktı. Bu daha çok edebiyat ve barış ödüllerinde görülüyordu: örneğin Hitler, 1935 barış ödülünün o sırada toplama kampında tutuklu bulunan Carl von Ossietzky’ye verilmesinden ötürü, 1937’de Alman uyruklu kişilerin Nobel almalarını yasaklamıştı.